Blogger tarafından desteklenmektedir.
Arabic Article/The Medical Tourism in Turkey


: السياحة العلاجية في تركيا

تفخر تركيا بوجود أكثر من 30 منشأة طبية معتمدة من اللجنة الدولية المشتركة. وهو أكبر عدد من الاعتمادات حصلت عليه أي بلد في العالم  .
 

إن السياحة العلاجية في تركيا حديثة نسبياً و لا يتجاوز عمر هذا المصطلح في تركيا العشرة سنوات ,

و لكن الحكومة  أولت هذا القطاع إهتماماً خاصاً و قامت بتهئية المناخ و البنية التحتية للنهوض

بقطاع السياحة الصحية و العلاجية في تركيا , كما تم إنشاء الإدارات و المؤسسات التي تعنى

بالتنسيق بين قطاع الصحة و السياحة, إضافة إلى جذب الإستثمارات و تشجيع القطاع الخاص الذي

يسيطر حالياً على 95% من أجمالي قطاع السياحة العلاجية , كل ذلك ساعد في وضع تركيا على



قائمة الدول   المتقدمة في هذا القطاع. 

تعتبر اسطنبول عاصمة السياحية التركية و هي تتقدم و بشكل ثابت منذ السنوات القليلة

الماضية في مجال السياحة العلاجية معتمدةً في ذلك على البنية التحتية للقطاع الصحي و الخبرات

الطبية ذات السمعة العالمية و خاصة في مجال زراعة الأعضاء و الإخصاب و الجراحات التجميلية .

كما تنتسب بعض المستشفيات لبعض أفضل مقدمي الخدمات الطبية في الولايات المتحدة مثل كلية

هارفارد للطب، ومجموعة جون هوبكنز الطبية وغيرهم.
المستشفيات التي تقدم خدمة السياحةالعلاجية مجهزة بأحدث التقنيات الطبية، ولديها طاقم طبي حاصل

على شهادات زمالة، وأكثر من ثلث الأطباء متدربون في دول غربية


يمكنك رؤية الكثير من السياح الذين ياتون الى المشافي بقصد العلاج فمنهم من يقوم بزراعة الشعر

ومنهم من يريد القيام بعلميات جراحية للقلب او عمليات تجميلية او حتى   علاج جميع انواع الامراض

المتعلقة بالاسنان وجراحتها تعتبر تركيا مقصد السياح في العالم حيث يقدر عدد زائري اسطنبول

سنويا ب24 مليون سائح حول العالم ياتون بقصد العلاج والاستجمام بالطبيعة او زيارة الاماكن

التاريخية التي ترجع للعصر العثماني .  خدمات المشافي العلاجية في اسطنبول كثيرة جدا اضافة الى


تطور الاجهزة الطبية فيها وكونها تعتبر من ارخص الاسعار مقارنة باوربا والدول الاجنبية الاخرى

Basma Serafi
Özel NuN İlkokulu Arapça Native Öğretmen
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞININ ÖNEMİ

Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunları arasındadır. Ancak hayatı doğrudan tehdit etmediğinden gereken önem verilmemektedir. Ağız, sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar. Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve estetik olarak görünümde de önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede ve ısırmada da zorlanırlar. Dişlerin gelişim süreci içerisinde ilk çıkan süt dişleri, daha sonra yerlerini  kalıcı dişlere bırakır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) tespitlerine göre, diş ve diş eti rahatsızlıkları, yaygınlığı ve tekrarlama oranları nedeniyle insanların karşılaştığı en büyük sağlık sorunlarından birisidir.  Bu rahatsızlıkların, 5-17 yaş grubu çocuklarda büyüme yetersizliğine, hamilelerde 8 kat daha fazla düşük ağırlıklı doğumlara, 39-69 yaş grubunda ise 7 kat daha fazla kalp hastalığına neden olduğu belirlenmiştir.
DİŞ ÇÜRÜĞÜ NEDİR?
Diş çürüğü, dişte oyuklar yaparak dişin yapısını bozan ve kendi kendine iyileşmeyen bir hastalıktır.  Ağız içerisindeki bakteriler yiyecek artıklarındaki şekerli maddeleri kullanarak onu saydam, yapışkan bir madde haline getirir ve dişler üzerine yapışmasını sağlar. Bu birikintilere plak denir. Besinlerin tatlandırılması için kullanılan şekerli maddelerin içinde bulunan asit, dişlere zarar verebilir, ancak bakterilerin kendileri de asit oluşturabilmektedir. Asit diş minesinin erimesine neden olur.
Asitler dişin koruyucu tabakası olan diş minesi üzerinde küçük delikçikler oluşturur. Bu delikler giderek genişler ve küçük oyuklar haline gelir. Diş minesinin erimesinden sonra çürük hızla ilerler, alttaki tabakada geniş ve derin bir oyuk meydana getirir.
Diş sağlığı açısından sularla aldığımız flor da çok önemlidir. Sularında flor eksikliği olan yerleşim yerlerinde diş çürüklerinin oranı çok artar.
DİŞ ETİ HASTALIKLARI NEDİR?
Diş eti hastalıkları en önemli diş sağlığı sorunları arasındadır. Ağız hijyeninin bozukluğu ile yakından ilişkilidir. Başlangıç döneminden itibaren diş etleri kolay kanar. Diş eti kanamalarında diş hekimi muayenesi zorunludur. Diş çürüğü, diş eti hastalıkları, sinüzit, bademcik iltihabı, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sorunları, ağız bakım yetersizliği ağız kokusuna neden olabilir. Bu hal, sosyal ilişkileri de etkiler.Bazı metabolizma hastalıkları da ağızda kendine özgü kokular  yapabilir.
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞIMIZI NASIL KORURUZ?
Diş hastalıkları ve diş sağlığının korunması açısından erken tanı çok önemlidir. Bu nedenle yılda en az iki kez diş hekimine muayene olunması önerilir.
Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması, diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir.
DİŞLERİMİZİ NASIL FIRÇALAMALIYIZ?
Dişlerimizi korumanın en etkili yolu düzenli olarak fırçalamaktır. Diş fırçalamanın ilk adımı doğru fırça seçimidir. En uygun fırça naylon ve orta sertlikteki fırçalardır. Diş parlatma tozları diş hekimi önerisi olmadıkça kullanılmamalıdır. Aşırı kullanımlar diş sağlığı açısından zararlıdır.
Diş fırçalanmasında fırçanın duruşu dışındaki temel hareket aynıdır: fırça diş eti çizgisine eğimli olarak yerleştirilir. Bu durum bozulmadan küçük dairesel hareketlerle dişler fırçalanır. Daha sonra fırça, bir fırça boyu kadar kaydırılarak fırçalama sürdürülür.
Diş fırçası 45 derecelik açı yapacak biçimde tutulur ve diş eti hizasından başlanarak ağız  boşluğuna doğru fırçalamaya başlanır. Dış yüzeylerden başlayan fırçalama sert darbeler halinde değil, yumuşak ve daireler çizecek biçimde, ön dişlerden arka dişlere doğru yapılmalıdır.
Daha sonra dişlerin iç yüzeyleri aynı şekilde fırçalanır. Bu işlemde fırça eğik tutularak,  diş etinden ağız boşluğuna doğru hareket ettirilir.
Daha sonra dişlerin çiğneme yüzeyleri fırça düz olarak ileri geri hareket ettirilerek fırçalanır.
Fırçalama işleminin en az iki-üç dakika sürmesi gerekir. Sağlıklı diş etleri fırçalama sırasında kanamaz.
Uzman Hemşire Nilay AYNA SAMUR
Özel NuN İlkokulu Okul Hemşiresi

KENDİMİ GÖRDÜM


            Çocuklar için en önemli zamanlar, benliğinin farkına varmaya başladığı ve kişiliğini ortaya koyduğu zamanlardır. Bu zaman diliminin başı çocuğun okul öncesi diye adlandırdığımız eğitim yıllarıdır.  Çocuk kendini tam anlamıyla keşif yolculuğuna çıkarır ve benliğinin, fiziğinin, duygularının farkına varmaya başlar. Kimliği, kişiliği hakkındaki düşüncelerini ve çevresini yorumlayabilmeyi bu dönemde öğrenir. Şekillendirdiği çevre algısı, gelecek yıllarının temelini oluşturur. Bu dönemde, kendisi ve çevresi hakkında olumlu duygular geliştiren çocukların, bu duygularını ileriki yıllarında başarılı, meraklı, araştırmacı kişilikler olarak yansıttığı gözlemlenmektedir. Çoklu eğitim sistemi bu nedenle bu dönemde çok önemlidir.
            Öğretmen ve ebeveynler, bu oluşum sürecinde çocuğa yardımcı bir yaklaşım içinde olmalıdır. Örneğin, cinsel kimlik arayışı çocuğun ilk yaşlarından itibaren farkındalıklarından biridir. Bu arayış çocuğun yüzeysel olarak kendi biyolojik cinsiyeti hakkında fikir geliştirmeye çalışma sürecidir. Aile bu dönemde okul psikoloğundan aldığı yardım ve çoklu kaynak çalışmaları ile çocuğun kendi vücudunu tanımasında ve olumlu benlik geliştirmesinde yardım etmeye özen göstermelidir.
Çocukların, yaşla birlikte değişen vücudunu anlamlandırmaları, anne ve öğretmenlerinin de bir zamanlar çocuk olduklarını kabullenmeleri oldukça zordur. Çocuklar için; büyüme, ölüm gibi soyut kavramlar kimlik arayışlarında anlaşılması güç, yavaş gelişim gösteren kavramlardır. Bu nedenle okul ve aile ortak çalışma ile soyut kavramları olabildiğince somut hale getirerek çocuğun kendi kimlik arayışını şekillendirir hale gelmelidirler.
Hazırlanan, hedeflenen bu öğrenme şekli ile çocuğun, benliğini sağlıklı bir şekilde farkına varması sağlanırken aynı zamanda buna uygun yaşamsal beceriler kazandırılması hedeflenmektedir.


Özel NuN İlkokulu Okul Psikoloğu Hilal Burcu Yazıcı